top of page

Modernizm ne zaman? (Modernden Postmoderne Sanat)

Mehmet Yılmaz’ın kaleme aldığı “Modernden Postmoderne Sanat” adlı kitaptan kesitler ve naçizane biraz da kendi fikirlerimi aktardığım yazı dizisi. (1)

Sanattan pek anlamam. Lakin anlayabilmek için çabadayım. Zaten bu yazı dizisini yazma fikrim de o çabanın bir uzantısı. Şu an bu çabanın bir eylemi olarak Mehmet Yılmaz’ın “Modernden Postmoderne Sanat” ~ kitabını okuyorum. Kitap, tarihsel çerçevede özellikle 1800’lerden yaklaşık olarak günümüze kadar olan sanatı, sanatçıları anlatıyor. O kadar çok sanatçı ve sanat akımı var ki daha kitabın başlarında olmakla beraber yazmam gerektiği kanısına vardım. Ben genelde kitabı altını çizerek okurum. Daha sonra dönüp baktığımda bana referans olur çizdiğim yerler. Amma bu defa altını çizmek de yetmeyecek anladım! Saygıdeğer ve çok sevgili canım Hocam Cezmi Orhan her hafta derste söylüyor; “anlamadığın, sormak istediğin yerler varsa konuşalım, tartışalım” diyemiyorum ki “Hocam okuyorum, çok iyi anlıyorum ve bununla birlikte çok isim, çok bilgi, unutuveriyorum 😁” O zaman dedim yaz Şencan. Söz uçar yazı kalır, yazı bilgiyi aklına kazır. İşte böyle başladı bu yazı da. İhtiyaçtan yani 😅

Öncelikle modernizmin zaman olarak kapsamını ele alıyor Mehmet Hoca.

Örneğin; Norbert Lynton, modernizmin 19. yüzyılın son çeyreğinde başladığını ve 1980’de yayımlanmış olan “Modern Sanatın Öyküsü” adlı kitabının sonunda “Modernizm bugün de yaşamaktadır” diyormuş.

İsmail Tunalı 1981’de yayımlanan “Felsefenin Işığında Modern Resim” adlı kitabında, Lynton gibi modern sanatın izlenimcilik ile başladığını Kübizm ve süprematizm ve neo-plastisizm gibi akımlara son bulduğunu ifade ediyormuş.

Larry Shiner, “Sanatın İcadı” adlı kitabında, modernizmi 1890-1930 yılları arasında kalan bir dönemle ilişkilendiriyormuş. Ona göre resimde soyutlama, müzikte atonalite ve edebiyatta deneyçilik o dönemde ortaya çıkmış.

Böylece anlıyoruz ki modernizmin tarihsel yerleşimi konusunda, Larry Shiner ve İsmail Tunalı birbirine yakın fikirlere sahip görünmektedir. Yani onlara göre modernizm 1930’larda, izlenimcilik ile başlamış ve bir noktada sona ermiştir.

Claude Monet – The Cliff at Étretat after the Storm – 1885

Ve Mehmet Hoca soruyor; “Niçin Lynton modernizmin, yani modern sanatın ideolojisinin halen sürdüğü kanısındadır da, Tunalı ve Shiner değildir?” şöyle de devam ediyor; kendi cümlelerimle ifade etmek istiyorum 😁

Lynton, sanat dünyasının varlığını yenilik kavramı üzerine sürdürmekte olduğunu ve modernizmin bugün yapılan her şeye destek ve kaynak sağladığını iddia etmekteymiş. Sanat konusundaki hiç de engin olmayan bilgilerim ama muhakemem doğrultusunda fikrimi beyan etmek istiyorum ve ben de kendime dönüp soruyorum; “Katılıyor muyum? 🤔” Şu an için ben de bu düşüncedeyim diyebilirim. Ama bakalım Shiner ve Tunalı nasıl düşünüyorlarmış? Bir de onları anlayalım.

Tunalı ve Shiner modernizm hakkındaki fikirlerini deneysellik, özgürlük özellikle de soyutluk ve saflık kavramlarına dayandırırlarmış. Bu kavramların en çok vurgulandığı zaman dilimi ise “bildiğimiz” gibi 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın ilk çeyreğine denk gelmektedir 😉.

Bir de modern sanatı bireysel dışavurum, çarpıcı bir biçim, boya ve ifade estetiği ile ilişkilendirenlere de rastlayabileceğimizi, benim gibi henüz rastlamamış olanlar için önden önden haber veriyor Mehmet Hoca kitabında ve bu bağlamda biraz daha eskilere, Goya ve hatta biraz biraz daha eskilere El Greco’ya (özellikle biçemi bakımından) kadar gitmenin mümkün olabileceğini ifade ediyor.

Sayın Hocamız bu kitabı yazmış olduğu için ben çok müteşekkir ve mutluyum 🙏🏼 keyifle ve merakla okuyorum ve sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

#art #hayal #modernsanat #postmodern #sanatakımları #yaşam #eylem #öneçıkan #eğitim #ressam #öneçıkan #sanat #izlenimcilik #cezmiorhan

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page